İstanbul’dan 10.500 kilometre uzaklıktaki Vietnam, ilk yerli otomobilleri olan VinFast LUX A2.0 (Sedan) ve LUX SA2.0 (SUV) Paris otomobil fuarında tanıttı.
Özellikle son 2-3 senedir Vietnam’lı VinGroup firmasının BMW ve GM ile birlikte bir şeyler ortaya çıkaracağı konusu hep bir dedikodu olarak devam ediyordu. Nitekim isim belirtilmesede paylaşılan render fotoğraflardan da sıra dışı bir tasarımın bizi beklediğini ama herkes için acaba bir concept olarak mı kalacak sorusundan öteye geçemeyeceği fikrini paylaşıyordu birçok insan.
İşte Paris otomobil fuarında, bir çok Avrupalı otomobil üreticisi arasında herkesin merakla beklediği 3 serisi gibi otomobillerin tanıtım heyecanı sarmışken, kırmızı devasa standıyla VinFast inanın ters köşe yapmayı ve bir çok kimsenin dikkatini çekmeyi başardı. Her ne kadar videoda kalabalık nedeniyle es geçmiş gibi gözüksem de, sonrasında biraz kurcalama fırsatım oldu.
Aracın tasarım sizinde gördüğünüz gibi “V” formu taşıyor. Sıra dışı aydınlatma grubu, alt tamponlar, kaslı gövdesi hakkında ne desem bilemiyorum. Bilemiyorum çünkü o kadar sıra dışı ve albenisi var ki, açıkçası dönüp tekrar tekrar bakılacak nadir tasarıma sahip araçların başında aday gibi gözüküyor.
VinGroup, bir sedan ve bir suv olmak üzere şuanda iki aracını tanıttı. 2020 gibi yollarda yer alması planlanan bu araçların platformu ve şanzımanı gibi bir çok noktalar BMW ile ortaklaşa geliştirildiği için, benzer noktalara rastlamak mümkün. Şöyle ki, araca ilk 
bindiğinizde vites kolu (joystick) klasik BMW kontrol ünitesine benzediğini farkediyorsunuz. Hatta bu benzeme konusunu bir adım ileri taşıyarak, şanzımanın 8 ileri ZF olduğunu belirtmemde fayda var. Multimedya ünitesi 10 inclik tipik bir Volvo’nun multimedya ekranına benzetenleriniz muhakkak olacaktır. 2.0 Litrelik motor seçenekleri ile karşımıza gelecek olan aracın güç ünitesi değerleri 176hp ile 230hp arasında olacağı, ulaşan bir diğer detaylar arasında.
Sonuca gelecek olursak, Alman işçiliğinin bir hayli hissedildiği otomobil için yüzde 100 yerli demek doğru olmaz. Ancak yerli bir markanın sıfırdan böyle bir noktaya gelmesi ve üretim bandına çıkarması, elbette sonuna kadar övgüyü hakediyor. Ne diyelim? Darısı bizim başımıza.
Görüşmek üzere..
